İslâm’ın başlangıcından beri Medine-i Münevvere’nin mezarlığı olan Cennetü’l-Bakî’de pek çok sahabi, Allah Resûlü (s.a.s.)’nün eşleri 10 , kızları, oğlu İbrahim, halaları, teyzeleri, amcası Abbas ve ashabdan yine Osman b. Affan, Abdurrahman b.Avf, Ebu Hureyre, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin’in başı ve daha birçok Ehli Beyt’in ileri gelenleri (radıyallahu anhum) de buraya defnedilmişlerdir.
Ehli Beyt’in, Allah Resûlü (s.a.s.)’nün eşlerinin, Hz. Osman (r.a.) ve daha pek çok kimselerin kabirleri üzerine tarih boyunca inşa edilen kubbeler ile diğer mezar yapıları, Medine-i Münevvere’nin Suud hâkimiyetine girmesiyle yıkılmış ve mezarlar düzlenmiştir. Allah Resûlü (s.a.s.)’nün hanımlarından ikisinin kabri Mekke’de, diğerleri ise Medine’dedir. Hz. Hatice validemizin kabri Cennetü’l Mualla’da, Hz. Meymune validemizin kabri de Mekke-Medine yolu üzerinde Vadi-i Şerif veya bugün Nuvariye denilen mıntıkadadır.
Bugün Cennetü’l-Baki, yine Medine-i Münevvere’nin mezarlığı olarak kullanılmaktadır.
Medine-i Münevvere’ye gelen bir Müslümanın aralarında Hz. Osman, Hz. Abbas, Hz. Âişe, Hz. Fatıma, Hz. Hasan gibi ileri gelen sahabîlerin de bulunduğu Bakî’ Mezarlığını, orada medfun olan yaklaşık on bin sahabeyi ziyaret etmesi önemlidir. Onlara selam verip dua etmeli ve Yüce Allah’ın, kendisini, onların aydınlık yolundan ayırmamasını dilemelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), zaman zaman bu mezarlığa gider ve orada yatan mü’minler için dua ederdi. “Hepinizin dönüşü Allah’adır. O, size ne yaptığınızı haber verecektir.” (Mâide sûresi, âyet: 105)
“İyilik ve takva üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.” (Mâide sûresi, âyet: 2)